Oyun dünyasının devlerinden Ubisoft, gizlilik ve aksiyon türünün kült yapımlarından biri olan Splinter Cell: Pandora Tomorrow oyununu, orijinal çıkışından tam 21 yıl sonra beklenmedik bir hamleyle Steam platformunda yayınladı. Bu sürpriz gelişme, özellikle serinin eski hayranları arasında büyük bir heyecan yarattı ve klasik oyun deneyimini yeniden yaşamak isteyenler için eşsiz bir fırsat sundu. İlk olarak Mart 2004’te piyasaya sürülen bu efsanevi yapım, şimdi modern oyuncuların da beğenisine sunuluyor.
Ubisoft’un bu hamlesinin zamanlaması oldukça manidar görünüyor. Şirketin, klasik oyunun geri dönüşünü, yine aynı evrende geçen ve merakla beklenen “Splinter Cell: Deathwatch” adlı animasyon dizisinin prömiyeriyle aynı döneme denk getirdiği düşünülüyor. Bu strateji, hem eski oyuna olan ilgiyi canlandırmayı hem de yeni dizi için bir beklenti oluşturmayı amaçlıyor.
Splinter Cell: Pandora Tomorrow Efsanesi: Gölge Operasyonlarının Derinliklerine Bir Bakış
Splinter Cell: Pandora Tomorrow, ilk oyunuyla gizlilik türüne yeni bir soluk getiren serinin ikinci halkası olarak oyun tarihinde özel bir yere sahiptir. Çıktığı dönemde, dinamik ışıklandırma ve gölge mekanikleri, gelişmiş yapay zekası ve sürükleyici hikayesi ile eleştirmenlerden tam not almayı başarmıştı. Oyun, oyuncuları bir kez daha efsanevi NSA ajanı Sam Fisher’ın yerine koyarak, uluslararası bir krizi önlemek için zamana karşı bir yarışa sokuyordu.
Oyunun temel oynanış mekanikleri, sabır, strateji ve gizlilik üzerine kuruludur. Oyuncular, düşman hatlarının derinliklerine sızmak, hedefleri sessizce etkisiz hale getirmek ve kritik istihbaratları toplamak için Sam Fisher’ın teknolojik cihazlarını ve akrobatik yeteneklerini kullanmak zorundadır. Pandora Tomorrow, bu formülü daha da ileri taşıyarak seriye yeni ve unutulmaz anlar kazandırmıştır.
Unutulmaz Hikaye: Sam Fisher ve Pandora Virüsü Tehdidi
Oyunun hikayesi, oyuncuları Endonezyalı bir milis lideri olan Suhadi Sadono’nun peşine düşen ajan Sam Fisher’ın gerilim dolu macerasına ortak ediyor. Sadono, Amerika Birleşik Devletleri’ni, ölümcül bir çiçek virüsünü (smallpox) serbest bırakmakla tehdit ederek tüm dünyayı kaosa sürüklemeyi planlamaktadır. Bu biyolojik tehdidi durdurma görevi ise yalnızca Sam Fisher’ın omuzlarındadır.
Fisher, bu tehlikeli görevi yerine getirmek için dünyanın dört bir yanındaki egzotik ve tehlikeli lokasyonlara seyahat eder. Paris’ten Kudüs’e, Endonezya’dan Los Angeles’a uzanan bu macera, her adımda artan bir gerilim ve aksiyon sunar. Splinter Cell: Pandora Tomorrow, politik entrikalarla dolu senaryosuyla oyuncuyu koltuğuna bağlamayı başarıyor.
Devrim Niteliğindeki Çok Oyunculu Mod: Casuslar vs. Paralı Askerler
Splinter Cell: Pandora Tomorrow‘un belki de en çok hatırlanan ve oyun dünyasında devrim yaratan özelliği, eşsiz çok oyunculu (multiplayer) modu olmuştur. “Casuslar vs. Paralı Askerler” (Spies vs. Mercs) adını taşıyan bu mod, asimetrik oynanışıyla o dönem için çığır açan bir deneyim sunuyordu. Oyuncular, iki tamamen farklı taraftan birini seçerek mücadeleye katılıyordu.
Bir tarafta, üçüncü şahıs kamera açısıyla oynanan, gizlilik ve akrobatik hareketlere dayalı Shadownet casusları yer alıyordu. Casusların amacı, belirli terminalleri hackleyerek veri çalmaktı ve bunun için gölgeleri, havalandırma kanallarını ve teknolojik aletlerini kullanıyorlardı. Onların en büyük silahı, görünmez olmaktı.
Diğer tarafta ise birinci şahıs nişancı (FPS) bakış açısıyla oynanan, ağır silahlı Argus paralı askerleri bulunuyordu. Paralı askerlerin görevi ise casusların veri çalmasını engellemek ve onları ne pahasına olursa olsun durdurmaktı. El fenerleri, hareket sensörleri ve güçlü silahlarıyla donatılmış bu karakterler, casus avında acımasız birer avcıya dönüşüyordu. Bu iki farklı oyun tarzının bir araya gelmesi, inanılmaz bir taktiksel derinlik ve gerilim yaratıyordu.
Steam Sürümü Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Oyunun Steam’e yeniden çıkışı, bazı önemli detayları da beraberinde getiriyor. Yapım, ne yazık ki Rusça dil desteği olmadan yayınlandı, ancak bu durum Türk oyuncular için bir sorun teşkil etmiyor. Ubisoft, bu klasik oyunun geri dönüşünü kutlamak için lansmana özel bir indirim de sunuyor.
Oyun, 28 Ekim’e kadar %40 indirimle 5.99 dolarlık bir fiyattan satın alınabilir. Bu cazip fiyat, hem serinin eski hayranlarının nostalji yaşamasını hem de yeni oyuncuların bu klasik gizlilik deneyimiyle tanışmasını kolaylaştırıyor. Splinter Cell: Pandora Tomorrow‘un Steam sürümünün modern sistemlerle ne kadar uyumlu olduğu ve herhangi bir teknik iyileştirme içerip içermediği ise oyuncuların deneyimleriyle netleşecektir.
Neden Splinter Cell: Pandora Tomorrow Bugün Hala Oynanmalı?
Peki, 21 yıllık bir oyunu günümüzde oynamak için geçerli sebepler nelerdir? Splinter Cell: Pandora Tomorrow, sadece bir nostalji yolculuğu değil, aynı zamanda günümüzdeki birçok gizlilik oyununa ilham vermiş temel mekaniklere sahip bir başyapıttır. Oyunun sunduğu saf gizlilik deneyimi, modern oyunlarda nadiren bulunan bir meydan okuma ve tatmin hissi sunar.
Işık ve gölge kullanımı üzerine kurulu oynanışı, her göreve farklı yaklaşım yolları sunan bölüm tasarımları ve yapay zekanın zorlayıcı doğası, Pandora Tomorrow’u zamanının ötesine taşıyan unsurlardır. Eğer gizlilik türünü seviyorsanız ve bu türün köklerine inmek istiyorsanız, Sam Fisher’ın bu unutulmaz macerası kesinlikle kütüphanenizde yer almayı hak ediyor.
Sonuç olarak, Ubisoft’un Splinter Cell: Pandora Tomorrow‘u Steam’e getirmesi, oyun dünyası için harika bir haberdir. Bu hamle, hem eski bir klasiği yeniden gün yüzüne çıkarıyor hem de yeni nesil oyunculara gizlilik türünün en iyi örneklerinden birini deneyimleme şansı veriyor. İndirimli fiyatından yararlanarak Sam Fisher’ın tehlikeli dünyasına adım atmak için bundan daha iyi bir zaman olamaz.
